Covid-19 salgınının başlamasıyla ben de evde yaşamayı öğrenmeye başladım. Önceleri biraz bocaladım. Sonraları zamanı yetiştiremez oldum. Birer ikişer yeni meşgaleler kattım kendime. Bol bol kitap okudum, dizi ve film izledim. Sokakta yürüyemiyorsam Leslie ile evde yürüdüm. Mutfağa girdim, bir çoklarımız gibi ekmek yaptım, yoğurt mayaladım. Hatta peynir bile yapar oldum. Elişi yapayım dedim örgüye sarıldım, 2020 plaj çantamı ördüm. Ve daha neler neler. Ama en renklisi ve en keyiflisi balkonumdaki cümbüş oldu.
L şeklinde kocaman biri açık biri kapalı, iki balkon. Mevsim ilkbahar. Yıllardır, bir çok şehirli gibi benimde, bir gün bahçeli bir ev ya da minik bir çiftlik sahibi olma hayalim var. Toprağa gidemiyorsam bahçeyi eve getireyim dedim. Kaktüs ve sukulentlerimi çoğaltmaktan üretmeye meyilli olduğumu düşünüp ne yetiştirebilirim diye internette araştırmaya başladım. Ve balkon bahçemin ilk adımlarını attım. Domates, biber, kabak, salatalık, maydanoz, kekik, fesleğen, kişniş, taze soğanla başladım. İstiridye mantarı denedim. Marul, roka, tere, kereviz sapıyla devam ettim.
Okuduğum her yerde ‘tohumu şöyle ekiyorsun, böyle çıkıyor’, ‘kırıyorsun, toprağa daldırıyorsun, çoğalıyor’, ’45 ila 60 günde yetişiyor, afiyetle yiyorsun’ ve benzeri cümleleri öyle çok okudum ki. ‘Herkes yapıyorsa, ne var bende yaparım’ dedim. Dedim de o iş o kadar kolay değilmiş işte! Yapılamaz da değil öte taraftan. Peki ben ne yaptım?
Neler Yetiştirdim?
Domates ve Biber
İlk aşamada tohumdan yetiştirmek zor göründü. Fide ile ilerlemeye karar verdim. Mart ayında temin ettiğim 5 domates ve 3 biber fidesini önce küçük yetiştirme saksılarına diktim. Sağlıklı ve hızlı serpilsin diye dikerken diplerine aspirin ve tarçın tozu serptim. Bir kaç yerde okumuştum, işe yarar geldi ve ben de ekledim. Kapalı balkonumda serpilmeye bıraktım. Nisan sonunda fideler biraz büyüyünce büyük saksılara aktardım ve açık balkonuma yerleştirdim. Bu arada her bir fide için 20 litrelik saksıların yeterli boy olduğunu söyleyebilirim. Toprağa ekmedikçe derinlik sınırlı olsa da olabildiğince derin olsun saksınız. Torf, kokopit, organik ve pomza taşı içeren organik gübreyle özel hazırlanmış yetiştirme toprağı alıp, kullandım. Haziran ayında çiçeklenen biber ve domatesleri temmuzda yemeye başladım. Biber kendi halinde büyüyor ancak domates daha ihtimam istiyor. Okuduklarımın ışığında; kaliteli toprak kullandım, ara ara solucan gübresiyle besledim, yapraklarına gelmeyecek şekilde dengeli sulama yaptım, iyi güneş alacak şekilde saksıları konumlandırdım. Domateslerde koltuk altı olarak tabir edilen gövde ve dal arası, fide potansiyelli, dallara budama yaptım. Hatta budadığım uzantıların bir kısmını toprağa, ya tutarsa diye, ektim ve ektiklerimin çoğu da tuttu. Onca çabama ve dikkatime rağmen beklediğim (ya da hayal ettiğim) verimde ürün alamadım. Bir de yaprak altı kurtçukları ve böceklenmeleri de beni bitirdi. Nasıl ve ne zaman oldular hiç anlamadım. İlaç kullanmak istemedim. Ben arap sabunlu suyla temizlemekten yoruldum ama onlar var olmaktan vazgeçmedi. Temizlemesem meyveleri yediler. Böcekler gelmesin diye diplerine kadife çiçekleri ektim ama işe yaramadı. Bibere göre domates yetiştirmek bir hayli zormuş onu öğrendim. Değer mi diye düşünmedim değil. Harcadığım çabanın karşılığı ürün olmasa da fidelerin büyümelerini takip etmek, çiçekten meyveye dönüşümü izlemek harika bir duygu olduğunu öğrendim. 2021’de üretimden vazgeçecek değilim, bir ya da iki fide ekerim yine. Olursa yerim olmazsa can sağlığı olsun derim.
Yeşillikler
‘Yeşilliklerin fidesi alınır mı?’ demeyin. Acemi olunca alıyorsunuz. Yaklaşık 10 aylık tecrübemle şunları söyleyebilirim.
- Maydanoz ve nane her mevsim kolay üretebileceklerimden. Hele nane kadar arsızı yok. Sonraları pazardan aldığım naneyi sapından suya koydum, kök saldı. Onları da çeşit olarak saksıma ekledim. Maydanoz ve nanenin yaprakları uzadıkça köklerine zarar vermeden ucundan keserek tüketiyorum. Geçen kar yağışında, donda bozulmasın diye, açık balkondan kapalıya aldım. Üzerini ince naylonla kapatsam da olurdu, ama zor geldi. Dikdörtgen sığ saksı tercih ettim. Büyüdüler, derinlik aramadılar. Bu gruba şimdilerde çok sevdiğim, görüntüsü maydanoza çok benzettiğim, kereviz sapını da ekledim. Maydanoz boyuna gelince üç beş kereviz sapını kesip farklı lezzet katması için salatalarıma ekliyorum.
- Taze kekik, fesleğen ve kişnişe yine fideyle başladım. Sezonluklar. Aşırı güneşten uzak dengeli sulanmak istiyorlar. Kişnişi sevmezdim, saksıdakinin tadı öyle güzel ve pazardakinden öyle farklı ki artık keyifle tüketir oldum. Fesleğende de geniş ve yağlı yapraklı olanı seçtim. Yumurta salatası veya makarna üzerine ince kıyım kesimle ekliyorum ve çok yakıştırıyorum. Yaza bu üçlüyü tekrar dikeceğim. Bu sefer fesleğende tohum deneme kararım var.
- Roka, tere, hardal ilk tohumla ürettiğim yeşillikler oldu. Tohumu 1-1,5cm derinliğe serptim, toprağını sık sık kontrol edip kurumayacak gibi nemlendirdim. Aklınızda olsun, rahat büyümeleri için çok sık dikmeyin. Dikimden bir hafta sonra toprakta ufak yeşillenmeler başlıyor. Bir ay kadar önce dikmiştim, baya boy attılar ama henüz olmadılar. Sanırım bir ay sonra yemeye başlarım.
- Marul olmazsa olmazım oldu. Tohumdan da ektim, yeşillendi ama marul kıvamına gelir mi bilemiyorum. 1 ay geçti sanırım 1-2 ay daha bekleyeceğim ve bekliyorum. Önceden aldığım marul fidelerini ise 1 karış arayla dikmiştim. Sıkışık dikmeyin yapraklar serpilemiyor. Yerim sınırlı olduğu için benim saksılarım tezgah üzeri konacak gibi sığ olanlardan. Ancak derin saksıya dikebilirseniz daha iyi büyüyorlar. Yapraklar büyüdükçe dış yapraklarından keserek tüketiyorum. Böylece marullarım yeni yapraklar büyütmeye ve taze kalmaya devam ediyor. Önceki deneyimlerimden biliyorum, marul belli bir zaman sonra artık yaprak büyümesi yerine uzamaya başlıyor. Bu durumda ya tümünü kesebilir ya da çiçek vermeye başlarsa tohuma dönüşmesini bekleyebilirsiniz. Ben henüz tohuma kadar sabredemedim. Yazın tohum almayı deneyeceğim.
- Taze soğan ve sarımsak illa olacak. Dolapta filizlenmiş soğanlarımı, arpacık soğanını ve sarımsağı her bir dişini ayırarak birer parmak arayla, yine sığ olan bir saksıya diktim. Uzayan saplarını keserek taze soğan ve taze sarımsak olarak kullanıyorum. Şimdiye kadar her kökten bir ya da iki defa ürün alabildim. Arada sırada salataya taze soğan ya da taze sarımsak kullanmayı seviyorum. Pazardan aldığımda demeti çok geliyor, tüketemiyorum. Saksıdaki soğan-sarımsak kardeşliği tüketim ihtiyacıma tam geldi.
Tere Kereviz Sapı Roka
Kabak, Salatalık, Kavun, Karpuz
Derin toprak isteyen kabak, salatalık, kavun ve karpuz fidelerinin hepsini Bodrum’da bahçeme diktim. Salatalıklardan iki üç güne bir ürün aldım. Ancak kabak, karpuz ve kavun çiçek vermesine rağmen çiçekleri meyveye dönüşmedi. Salatalıkların böcekleri oldu ama bahçede olduğu için pek gözüme batmadı. Seneye bunların hiç birini ekmeyeceğimi söyleyebilirim.
İstiridye Mantarı
Üretim hevesi gelince her şeyi araştırıyor ve üretmeye çalışıyorsunuz. Mantarı da denememek mümkün değildi. İstiridye mantarında karar kıldım. Ortalama 2kg verim üzerine hazırlanmış mantar kompostu siparişini Adana’daki firmaya verdim. Hijyen şartlarında plastik poşetlemesi yapılmış saman yığınları içinde mantar miseli (tohumu) olan paketim geldi. Gelen kutudaki talimatları okuyun diyordu. Okudum ama nerede saklayacağımı pek anlamadım. Destek hattını aradım, konuştum. Sonunda ortamını solumayacağım, bodrum katındaki karanlık depoma yerleştirmeye karar verdim. Mantar oluşumunu 3-4 hafta kadar takip ettim. Mantar büyümesinin olduğu yerleri gördüğüm anda poşeti buralardan kestim ve spreyleyerek günde 2 defa suyla nemlendirdim. Mantarlar büyüyünce beyaz olan renkleri sararmaya başlamadan kestim. Tadı yine pazardaki üründen çok farklı ve çok güzeldi. Mantar üretimi devam edebilir dediler ama benimkiler yeniden mantar vermedi. Yaklaşık 1.5kg kadar ürün aldım. Bana muhafazası ve takibi pek kolay gelmediği için yeniden mantar üretmeyi düşünmüyorum.
Fide ve Tohumu Nereden Temin Ettim?
İnternete girdim, Google’da ‘fide nereden alınır, bulabilirim’ sorularına baktım. Önüme gelen sayfada reklam veren web site adreslerinin ne olduğuna göz attım ve organik gelen web adreslerinden üç beşini inceledim. Sonunda e-fidancim firmasında karar kıldım. Gelen ürünlerin kalitesini, fideleri ezilmekten koruyan plastik kutu şekilli viyollerini, telefon yoluyla aksayan konulardaki çözüm yaklaşımlarını çok beğendim. Yazılı mesajlara ve web yorumlarına hiç bakmıyorlar, aklınızda olsun. Ayrıca çoklu ürün alımında küçük fide siparişlerinizi ayrı alın derim. Toplu ürün siparişinde, tek irsaliyeye dahil olması için, hepsini bir kutuya koyuyorlar ve narin sebze fideleri iyi paketlenmelerine rağmen biraz ezilebiliyor. Sebze veya meyve fidesi, tohumu ürün alırken kendi tecrübelerimle sizlere tavsiyem; alacağınız firmanın internet bilgilerine bakın ve hakkındaki yorumları okuyun, tohumları ne kadar kaliteli, tedarikleri nasıl, ürünlerini nasıl ve ne kadar sürede teslim ediyorlar başlıklarını inceledikten sonra karar vermenizdir. Siparişiniz büyük olacaksa önce küçük bir parti sipariş verin, memnun kalırsanız kalan siparişinizi de istersiniz.
Öğrendiklerim
Harcadığım çabadan, elde ettiğim sonuca ve sürece bakınca öğrendiğim; hobi amaçlı yetiştiriyorum demek ve üç beş salata malzemesi kadar yeşillik için ev balkonu süper. Sizi oyalıyor ve keyif veriyor. Deneyin. Öte yandan en büyük öğrenimim: büyük özveri ve sonsuz emek harcayan, iyi tarım uygulamalarıyla üretim yapan üreticinin hakkı ödenemez. Bunu zaten biliyordum ama şimdi bu öğrenimimin koşulsuz savunucularından biri olabilirim. Ekonomik dengeler önemli olsa da ürünlere biçilen değer harcanan emeğin yanında öyle sembolik kalıyor ki. Üreticiyi her koşulda desteklemek ilk öncelik olmalı. Bildiğim ve ürünlerine güvendiğim üreticilerden ya doğrudan alım yaparak ya da tanıdıklarıma tavsiye ederek destek olmaya çalışıyorum. Sizler de bu konuda elinizden gelen desteği göstermeyi ihmal etmeyin. Üretici olmazsa, kaliteli üretim olmazsa, ürün yoksa halimiz nice olur. Üreten ve üretim için destek harcayan herkese sonsuz saygılarımı ve derin teşekkürümü ifade etmek isterim. İyi ki sizler varsınız.
Üretmek, üretebildiğimi hissetmek bana iyi geliyor. Ve yeni üretim maceralarına doğru yine yola devam diyorum. Sevgilerimle,