Her yaz İstanbul-Bodrum, kışlık-yazlık ev, arası Selçuk kavşağından geçerken “Yine geçip gidiyoruz” diyordum. Saydım, son ziyaretimin üzerinden 15 sene geçmiş. Bu defa pas geçmek istemiyorum. Eylül 2021’de İstanbul’a küçük molalar vererek dönüş yapmaya karar verdim. Bana yolda oğlum eşlik edecek. İlk durağımız Selçuk’ta bir gece konaklamaya karar verdik. Senede 2 milyondan fazla turist alan ve İzmir’in en kalabalık ilçelerinden olan Selçuk’ta gezilecek yer çok ama bizim zamanımız kısıtlı. Bir çırpıda “ziyaret edilecekler” listesi yaptık. İlk gün Meryem Ana Evi, Efes Antik Kenti, Yedi Uyuyanlar ve Şirince Köyü’nü ziyaret ettik. İkinci günün sabahında St. Jean Kilisesi, Selçuk Ayasuluk Kalesi, İsa Bey Cami ve Artemis Tapınağı’nı gördük. Zamanımız yetmediği için, tekrar gelmek üzere, Selçuk Müzesi‘ni bir sonraki ziyarete bıraktık.
Selçuk’ta Gezilecek Yerler
Efes Hakkında Genel Bilgi
Selçuk’ta gezdiğimiz yerleri paylaşamadan önce Efes hakkında çok özet bir bilgilendirmeyle başlamak isterim. Efes, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan antik dünyanın en önemli metropollerinden biri. M.Ö. 7.000 yılına uzanan geçmişiyle Helenistik, Roma, Doğu Roma, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinin izleri kentte harmanlanmış. Bilim, kültür ve sanatta başrol oynayan Efes, M.Ö.129 yılında altın çağını Roma İmparatorluğuna bağlanınca yaşamaya başlamış. Asya Eyaletine 200.000 nüfusla başkentlik yapmış. Bugün için denizden oldukça uzak olsa da Selçuk, o zamanlar, önemli bir liman şehriymiş. Menderes Nehri taşıdığı alüvyonlarla limanı yavaş yavaş doldurmuş ve deniz ticareti bitmiş. Doğal olarak şehir ticari önemini kaybetmiş. Ticaretin kaybolmasıyla beraber şehir başkentlik özelliğini bugünün İstanbul’una kaptırmış ve siyasi önemini de yitirmiş. Efes’te Hıristiyanlığın yayılması için verilen uğraşlarla çok sayıda kişi Hristiyan olmuş ve Roma’nın resmi dini Hristiyanlık olarak ilan edilmiş. Ve Efes zamanla bir hac merkezi haline gelmiş. Ticari ve siyasi önemini yitirse bile şehir ekonomisini bir müddet hac ticaretiyle devam ettirmiş. Ancak bölgede yaşanan yıkıcı depremlerle gittikçe küçülmüş ve bir süre sonra da tamamen terk edilmiş.
Bir dönem Doğu Roma’ya başkentlik yapan ve yüzyıllar boyunca Hristiyanlığın hac merkezi olan Efes, birbirine dik inşa edilen cadde ve sokak mimarisiyle diğer metropollerden farklılaşmış. Ayrıca dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı ‘da Efes’tedir.
1. Meryem Ana Evi
Meryem Ana Evi Hakkında Genel Bilgi, Meryem Ana Evine Nasıl ve Ne Zaman Gidilir, Giriş Ücreti Ne Kadar
Gezideki ilk durağımız, en uzak nokta olan, Meryem Ana Evi. Hz. İsa’nın annesi Meryem Ana’nın son yerleşim yeri olarak kabul edilen evin Selçuk İlçe merkezine uzaklığı 8km. Meryem Ana Evi’ne ulaşım için size bir bağlantı bırakıyorum, tıklayabilirsiniz.
Efes Antik Kenti’ni geçip Meryem Ana Evi’ne doğru ilerlerken yolda dev bir Meryem Ana heykeliyle karşılaştık. Hızlıca bir anı fotoğrafı çektik ve kısa bir müddet daha aracımızla ilerleyip giriş kapısına ulaştık.
Meryemana Doğa ve Kültür Parkı’nda, otopark ve kişi giriş ücreti alınıyor. Müze kart geçerli değil. Eylül 2021 tarihinde otoparka 20TL ve kişi başına 10TL (öğrenci 5TL) giriş ücreti ödedik. Kutsal bir mekana giriş için ödeme yapmayı çok tuhaf buldum. Ve hatta bir o kadar da uygunsuz olduğunu düşündüm. Soruma karşılık bu ücretlerin Selçuk Belediyesi tarafından tahsil edildiğini öğrendim. Bu konuyla ilgili Meryem Ana Evi’ndeki bilgi panosunu görünce sadece benim değil bir çok kişinin de muhtemel aynı görüşte olduğunu anladım. Özet olarak panoda: ziyaretin ücretsiz olduğu, giriş ücretini Selçuk Belediyesi’nin aldığı, bu yere ait bakım ve sunulan hizmetlerin bağışlar sayesinde yapıldığı yazıyordu.
Meryem Ana Evi’ne doğru yürürken bahçenin yeşili, kuşların sesi, etrafın sessizliği içime farklı bir huzur doldurdu. Hediyelik eşya dükkanı ve karşısındaki restoranın önünden yürüdük ve ağaçlı yoldan kiliseye ulaştık. Pandemi nedeniyle aynı anda sınırlı sayıda kişi kiliseye girebiliyor. 5 dakika kadar sırada bekledikten sonra kiliseye girdik. Oldukça küçük olan kilisenin içinde fotoğraf çekilmesine izin verilmiyor. Burada Meryem Ana’ya (kutsal yazılarda belirtilen şekliyle Hz İsa’nın ölmeden önce annesini emanet ettiği 12 havarisinden biri olan) Aziz Yuhanna eşlik etmiş. Zaman içinde Meryem Ana’nın yaşadığı evin kalıntıları üzerine de bu kilise inşa edilmiş. Ve bu yapı dünyada Meryem Ana’ya adanmış ilk kilise olma özelliği taşıyor. Son restorasyon çalışması 1951 de yapılan binanın temelleri I. ve IV. yy, duvarlarının bir kısmıysa VII. yy’a ait. Hristiyanların hac yeri olarak kabul edilen Meryem Ana Evi’ni, bir çok Papa da ziyaret etmiş.
Kilise Girişi Hediye Eşya Dükkanı
Kilisede bağış karşılığı dilek mumu alıp dışarıda yakabiliyorsunuz. Kilisenin hemen yanında Meryem Ana Evi’ne ait bir hediye eşya dükkanı ve alt tarafında da içilebilir Meryem Ana Kaynak Suyu çeşmeleri var. Covid19 nedeniyle görünüşte izin verilmese de dilek duvarında bağlanan ipleri, kurdeleleri, kağıtları ve hatta maskeleri (maskeyle hangi dilek tutulur anlamasam bile) dahi görüyorsunuz.
Biz mekanın kutsallığıyla duamızı ettik, dilek dileyip mum yaktık, kaynak suyundan şifa olsun diyerek içtik, bahçesinde 10 dakika adeta meditasyon kıvamında doğayı dinleyerek kendimizi iyi hissettik.
Efes Antik Kentini göremeye gitmişseniz, 10 dakika uzaklıktaki Meryem Ana Evi’ne gitmenizi ve ortamın huzurunu yaşamanızı kuvvetle öneririm. Her mevsim gidebilirsiniz ve ziyaretiniz için 30-45 dakika zaman ayırmanız yeterli olacaktır.
2. Efes Antik Kenti
Efes Antik Kenti Nerede, Nasıl ve Ne Zaman Gidilir, Giriş Ücreti Ne Kadar, Öne Çıkan Yapılar Hangileridir
İkinci durağımız Efes Antik Kenti, Meryem Ana Evi’ne araçla 10 dakika mesafesinde. Efes Antik Kentine ulaşım için buraya bir bağlantı bırakıyorum. Efes Antik Kentinin aşağı ve yukarı kapısı olmak üzere iki giriş kapısı var. Her iki kapının karşısında (biri özel şahsa diğeri belediyeye ait) ücretli otopark mevcut. Aracınızı yola bırakmanız yasak, otoparka bırakmanız gerekiyor. Toz toprak içindeki otopark olarak adlandırılan açık arsaya arabamızı park ettik ve hangi hizmete karşılık ödediğimizi bilmediğim standart 20TL otopark ücretini ödedik. Bir kapıdan diğer kapıya kadar yaklaşık 3km mesafe var. Eğer iki kapı arası tekrar yürümek istemezseniz, aracınızı park ettiğiniz kapıya faytonla 80TL’ye gelebilirsiniz. Biz şehri bir kapıdan diğerine dolaştıktan sonra giriş yaptığımız kapıya tekrar yürümeyi istedik.
Yokuş aşağı yürümeyi tercih ettiğimiz için Antik Kente doğu girişi ya da yukarı kapısından giriş yapmaya karar verdik. Hediyelik eşya dükkanlarını geçerek Müze Kartımızla antik kente giriş yaptık. Bilet gişelerinde ek ücret karşılığı size eşlik edecek serbest rehber bulabilirsiniz. Ya da müze girişinden audio temin edebilirsiniz.
Efes Antik Kentini yılın her ayı gezebilirsiniz. Yaz dönemi ziyaretçisi daha fazla olan şehri sıcakta ve kalabalıkta dolaşmak biraz zorlayıcı olabilir. Bu sebeple, yaz döneminde gitmişseniz, şehri sabah erken saatlerde ziyaret etmenizi ve mutlaka suyunuzu, şapkanızı, güneş gözlüğünüzü yanınıza almanızı öneririm. İlkbahar veya sonbaharda şehri dolaşmak çok daha keyifli olacaktır. Biz parmak arası terlikle dolaştık ve tecrübemle; şehrin kaygan mermer taşları arasında daha rahat hareket edebilmek için ayakkabı seçiminize dikkat etmenizi tavsiye ederim. Aklınızda olsun, Celsus Kütüphanesi’nin yanındaki seyyar müze kafeteryasından içecek ve atıştırmalık temin edebilirsiniz. Şehri dolaşmak için en az 2-3 saatinizi ayırmanızı öneririm.
Antik Kentte yürümeye başladığınızda toprak üzerine çıkarılan yapıların ihtişamından (şehir hakkında hiç bir şey bilmiyor olsaydınız bile) şehrin bir zamanlar ne kadar önemli olduğunu hissedebiliyorsunuz. Şehri anlatmak yetmez, doya doya dolaşmak gerektiğini düşünüyorum. Her noktası ayrı etkileyici. Öne çıkan bazı yapılar;
- Celsus Kütüphanesi. Roma Döneminden kalan Efes denince neredeyse ilk akla gelen yapı diyebiliriz. Kütüphaneyi, Efes valisi Celsus ölünce, oğlu babasının hatırasına mezar anıtı olarak yaptırmış. 20.000’den fazla kitabıyla antik çağın en büyük üçüncü kitaplığıymış. Ön yüzünden iki katlı görünen kütüphanenin alt katında bulunan (bilgelik, erdem, kader ve bilimi temsil eden) 4 kadın heykelinin orijinalleri meğer Viyana’daymış. Kütüphanenin ön yüzünün şatafatı arka yüzünün sadeliğiyle tamamen tezat oluşturuyor. Basamaklarından çıkıp iç tarafını gezmeyi ihmal etmeyin.
- Meclis Binası, Odeon. Yukarı kapıya yakın parlamentonun 1.800 kişilik kapasitesi varmış. Ses akustiğinin çok iyi olduğunu belirtmeliyim.
- Büyük Tiyatro. 25.000 kişi kapasiteli antik tiyatro hem sanat gösterilerinin hem gladyatörlerin arenası olarak kullanılmış.
- Kuretler Caddesi. Herakles Kapısından Celsus Kütüphanesine kadar uzanan sağ ve solunda yarı tanrıların heykellerinin bulunduğu cadde.
- Herakles Kapısı. Sadece şehrin soylularının kullandığı kapıdır. Kapının ön yüzünde Herakles kabartmalarından dolayı bu ismi almış.
Celsus Kütüphanesi Celsus Kütüphanesi Aşağı Agoraya Geçiş Meclis Binası Traianus Çeşmesi Büyük Tiyatro
- Liman Caddesi. Büyük Tiyatronun önünden Antik Limana uzanan 600 metrelik her iki tarafında sütunlar olan mermer döşeli cadde
- Domitian Tapınağı
- Memmius Anıtı
- Traianus Çeşmesi
- Hadrian Tapınağı
- Hadrian Kapısı
- Serapis Tapınağı
- Meryem Kilisesi
- Kentin farklı yerlerine dağılmış bazı kabartmalar ayrıca dikkat çekiyor: Zafer Tanrıçası Nike kabartması, Hermes kabartması, tıbbın sembolü yılanlı kabartma, Aşk Evi tabelası
- Ve agoralar, hamamlar, çeşmeler, umumi tuvaletler ve daha niceleri…
Zafer Tanrıçası Nike Kabartması Aşk Evi Tabelası Hermes Kabartması
Efes Antik kenti içinde girişi ayrıca ücretli (55TL- Eylül 2021) olan, kapalı alanla korunan, Yamaç Evlerini mutlaka görün. Müzecilik, Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümünde okuyan üniversite öğrencileri kimlikleriyle ücretsiz ziyaret edebilir. Yamaç Evler, Antik Kentin Roma Döneminde Efes’in ileri gelenlerinin yaşadığı 7 evden oluşuyor. Bülbül Dağı eteklerindeki teraslar üzerine inşa edilmişler. Zenginlerin yaşadığı bu iki katlı evleri gezerken yere döşeli renkli mozaikleri, mermer duvarları, renkli duvar boyamaları, freskleri, çeşmeleri, evlerin odalarını, misafir kabul amacıyla inşa ettirilmiş bazilikayı ve daha nicelerini görüyorsunuz. Ayrıca bu evlerde yerden ısıtma sistemi varmış. Koridor ve merdivenlerle birinden diğerine geçerek evlere tepeden baktığınız noktada ‘bir şimdinin evleri bir bu yapılar’ diye düşünmeden geçemedim. Zaman içinde yapılardaki zarafeti nasıl da kaybetmişiz!
3. Yedi Uyuyanlar
Yedi Uyuyanların Hikayesi Nedir, Nerededir, Nasıl Gidilir, Giriş Ücreti Ne Kadar
Yedi Uyuyanlar Mağarası, Panayır Dağı eteklerinde hem İslam dininde hem Hristiyanlıkta bahsedilen yedi gencin uyuduğu mağara olarak gösteriliyor. Söylenenlere göre 7 genç, imparatorun tanrılaştırıldığı tapınağa kurban sunmayı reddederler. Aldıkları ölüm tehditliyle korkup sığındıkları mağaranın kapısı imparatorun emriyle örülür. İçeride hapis kalan gençler bir süre sonra uykuya dalarlar. Uyanınca kente yiyecek almaya giderler ve verdikleri paranın ait olduğu döneme bakarak 200 sene boyunca uyuduklarını anlarlar. Bunun üzerine gençler tekrar uyumaya karar verirler ve bir daha uyanmazlar.
Efes Antik Kentine 2km mesafesinde (7 Uyuyanlara ulaşım için bağlantıyı tıklayınız) olan mağara göçme tehlikesiyle bugün için ziyarete kapalı. Yine de aracınızı yola park edip, gözlemeci ve lokantalar arasından geçip, mağarayı kısmen parmaklıkların arasından veya tepenin üzerinden görebilirsiniz. Açık olsa orada olduğunuzu daha iyi hissedersiniz ama dışarıdan da görmek yeterli. Efes Antik Kentinin neredeyse dibindeki mağara yolunuzun üzerinde, 10 dakikalık bir zaman ayırın ve ziyaret edin derim.
4. St. Jean Kilisesi
St. Jean Kilisesi Hakkında Genel Bilgi, Nerededir, Nasıl ve Ne Zaman Gidilir, Giriş Ücreti Ne Kadar
St. Jean Kilisesi, Efes’te Artemis Tapınağı’ndan sonra yapılan en büyük dini yapıdır. Meryemana ile birlikte Efes’e geldiği kabul edilen, Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan, St. Jean, ya da diğer bilinen adlarıyla Aziz Yuhanna ya da Aziz Yahya, yaklaşık 100 yaşında ölmüş ve vasiyetine uygun olarak buraya gömülmüş. Hristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemde mezarı üzerine bir anıt mezar yapılmış. Daha sonra bu anıt mezar ahşap tavanlı bazilika içine alınmış. Zamanla kullanılamayacak kadar tahrip olduğu için İmparator Büyük Justinianus bazilikanın yerine günümüze kalıntıları gelen 6 kubbeli St. Jean Kilisesi’ni inşa ettirmiş. Kilise, Orta Çağ’da Hristiyan hacılarının uğradığı “hac kilisesi” olmuş. 1300’lü yıllarda Türklerin eline geçen kilisenin bir kısmı, şiddetli depremle yıkılana kadar, cami olarak kullanılmış. Merkez kubbenin altında St. Jean’ın mezarının bulunduğu kilisede bir vaftizhanede mevcut.
Kiliseden bugüne kalan ve gün yüzüne çıkarılan kalıntıları çok etkileyici. Kilise ana giriş kapısı, tuğla duvarları, sütunları, odalarıyla mutlaka görülmeye değer. Selçuk ilçesinin neredeyse merkezinde (St Jean Kilisesi’ne ulaşım için bağlantıya tıklayınız) yer alan yapıyı her mevsim ziyaret edebilirsiniz. Müze kartın geçerli olduğu ören yerini gezmek için 30-45 dakikalık bir zaman dilimi yeterli olacaktır. Aracınızı kilisenin giriş kapısı önündeki ücretli otopark için ayrılmış alana ( Selçuk Belediyesi sabit fiyatı 20TL -Eylül 2021) bırakabilirsiniz.
Kilisenin Orijinal Hali St. Jean Mezarı
5. Ayasuluk Kalesi
St. Jean Kilisesi’ne gitmişken, ören yeri içinde bulunan Ayasuluk Kalesini de ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Ben kaleye girişin ayrı bir noktadan olduğunu düşünüyordum. Meğer St. Jean Kilisesi’nin ören yeri içindeymiş. Dolaşırken fark ettim. Yokuş yukarı yavaş tempoda 3 dakikalık bir yürüyüşle kaleye ulaşabiliyorsunuz.
Tarihi neolitik döneme kadar uzanan kale; Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Döneminde de hizmet vermiş. İç kale içinde sarnıçlar, hamam, cami, sur kalıntılarını görebilirsiniz. St. Jean Kilisesi kalıntılarına göre daha bakımsız olsa da kiliseye ziyaretinizi yarım saat daha uzatarak kaleyi ziyaret edebilirsiniz. Görülmeye değer.
7. İsa Bey Camii
St. Jean Kilisesi’nin hemen altında bulunan Anadolu Dönemi Beyliklerine ait en eski ve en görkemli yapılardan. 1375’te Aydınoğlu Beyliğinden İsa Bey tarafından yaptırılmış. Ortasında ki avlusuna iki yerden girişi var. 19. yüzyılda kervansaray olarak kullanılmış. Ahşap tavanlı cami, klasik cami yapılarından daha farklı. St Jean Kilisesine gitmişken, İsa Bey Cami’ye de uğrayın, camiyi görün, isterseniz bir dua edip yolunuza devam edin. Aracınızı caminin etrafındaki müsait yerlere park edebilirsiniz. Ulaşım için bağlantıyı tıklayınız.
8. Artemis Tapınağı
Artemis Tapınağı Hakkında Genel Bilgi, Nerededir, Nasıl Gidilir, Giriş Ücreti Ne Kadar
Dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı, Antik Çağın mermerden yapılmış ilk tapınağıdır. Paganların tanrıça Artemis’e adadığı tapınak, 130 metre uzunluğunda ve çevresinde, her biri 20 metre kadar yüksekliğinde, 127 tane mermer sütundan oluşuyordu. Artemis tapınağı tarih içinde 7 defa yakılıp, yıkılmış ve tekrar inşa edilmiş. Zamanının en büyük ve en önemli tapınaklarından biri olan Artemis Tapınağı’ndan bugüne sadece bir sütun kalmış. Roma döneminde Efes’i en önemli dini merkez haline getiren tapınağın bugün ziyaretçisi neredeyse yok denebilir. Ana yolda bir giriş tabelası var ama girerken burası mı diye kendi kendinize soruyorsunuz. Artemis Tapınağına ulaşım için size bir bağlantı bırakıyorum. Girişte bir kontrol yok ve dolayısıyla bir ücretlendirme de yok. Otopark olarak boş alandaki ağaç altlarını kullanabilirsiniz. Sağa sola atılmış döner sandalye ve tabureler var. Bir de bir seyyar satıcı. Antik Çağın 7 Harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nın dünü ve bugünü birbirinin tam tersi. Bana biraz hüzünlü geldi. Görmedim dememek için mutlaka gidip kalan son sütunu görün. Bir fotoğraf molası kadar, yaklaşık 10 dakika, zaman yeterli olacaktır.
Artemis Tapınağı Artemision
Selçuk’ta Ne yapılır, Ne Yenir, Nerede Kalınır
Selçuk’un kurtuluş tarihi, benim doğum günümle aynı, 8 Eylül. Tesadüf, 07 Eylül’de, kurtuluş kutlamalarının yapıldığında oradaydık. Konakladığımız akşamda merkezde konser vardı ve konser alanının etrafında ağırlığı yerel tatlar olmak üzere yiyecek ve hediyelik eşya stantları kurulmuştu. Selçuk merkezini yayan dolaşma imkanı da bulmuş olduk. Gündüz tarih akşam bugünün Selçuk’u. İlçenin öne çıkan bir özelliği yok. Günün sonunda Selçuk için şunu söyleyebilirim: “Tarih kokan ilçenin ören yerleri mutlaka görülmeli. Günübirlik ziyaret yeterlidir.” Zamanınız çoksa konaklamayı değerlendirebilirsiniz.
Biz Selçuk’ta bir gece, 15 yıl önce konakladığımız, Hotel Kalehan’da kaldık. Otel pandemi sürecinde tamamen kapatma kararı almış ve yaz ortası tekrar açılmış. Otelin tek müşterisi olarak exclusive servis alıp, en güzel odasında konaklattırıldık ve çok memnun ayrıldık. Ancak otel pandemi sonrası henüz toparlanamamış, muhteşem bahçesi ve binasıysa yıpranmış. Umarım tekrar toparlar ve yine eski itibarına kavuşur.
Yemekte 2 restoran denedik. Öğlen gitmemizin daha iyi olacağı lokantaya akşam, akşam için daha iyi tercih olana da öğlen gitmişiz. Bodrum’dan geç çıkınca ilçeye öğle yemeği vakti ulaştık. Google Haritadan yorumlarını beğendiğimiz, Agora Restoran‘a öğlen gittik. Selçuk Müzesi’nin hemen yanında ve müzenin ücretli otoparkını kullanabilirsiniz. Çöp şiş yedik. Etler biraz sert olsa da servis ve ortamdan memnun kaldık. Sonradan öğrendim ki mezeleri daha güzelmiş. Akşam içinse otelin tavsiyesi üzerine Selçuk Köftecisi‘ni denedik. Selçuk köfte ve zeytinyağlı tabağı nefisti. Fiyatları da oldukça makul. Her ikisini de seversiniz.
Şirince
Şirince Hakkında Genel Bilgi, Nerededir, Nasıl ve Ne zaman Gidilir, Ne yapılır
Şirince, bir çok özelliği ile öne çıkan bir köy. Selçuk’a gelmişken 25 dakika uzaklıktaki Şirince’ye uğrayabilirsiniz. Ulaşım için size bir bağlantı bırakıyorum.
Milattan sonra 5. yüzyıla kadar geçmişi olan köy, Şirince adını Cumhuriyet’in ilk yıllarında almış. Savaş sonrası mübadelede 1800 hanelik Rum köyünün halkı Yunanistan’a göç etmiş. Selanik ve çevresinden gelen Türk ailelerde köye yerleştirilmiş. Günümüzde 200 kadar taş ev ayakta kalmış ve çoğu pansiyon ve otel olarak işletiliyor. Evler belli bir düzen içinde yapılmadığı için boşluklardan oluşan taş sokaklar; dar ve kıvrımlı. Köyün yokuşa kurulu olması nedeniyle bazı sokaklarsa oldukça dik ve kayganlar. Meyve şarabını, yıllar önce, ilk Şirince’de tatmıştım. Hala da meyve şarap tadım alternatifleriyle bir çok restoran hizmet veriyor. Meyve şaraplarının fiyatlarına bakınca aslında meyveden üretimle bu fiyatların pek mümkün olamayacağı açık. Sanki meyve aromalı şaraplar demek daha doğru olacaktır. Zaman içerisinde küçük kahve dükkanları ve daha dekoratif takı ve ev dekorasyonu dükkanları açılmış. Bazı sokakların renkleri sizi çekiyor.
Köy bir dönem Maya Takvimine göre 31 Aralık 2012’de gelecek kıyametten etkilenmeyecek köy olarak bir çok kişinin dikkatini çekmiş ve oldukça popüler olmuştu. Ancak 2012 geçti, kıyamet gelmedi ve yaşam devam ediyor. Her ne kadar köy bir miktar değişmişse de ‘kıyametin köyü’ popülerliği geçince köy eski curcunasını biraz kaybetmiş. Hediyelik eşya stantları sıradan ve köyün hareketliliği de oldukça yavaş.
Şirince denince Ali Nesin’in kurduğu “Nesin Matematik Köyü” bahsedilmesi gerekenlerden. Matematiği gençlere sevdiren ve her katılımcının iş paylaşımıyla yaşamı da öğreten köy 😍 Web sitelerinde etkinlikleri duyuruluyor. Dışarıdan ziyaretçi kabul edilmiyor. Benim oğlum bir yaz programına katılmıştı. Hem matematiğe bakışı değişti hem de olgunlaşarak gelmişti. Çocuk ya da ergenleri olan ailelere duyurulur.
Şirince’de ne yapılır derseniz: Köyde iki kilise var. Biri tepede, 19. yüzyıldan kalma Rum kilisesi, Aziz Dimitrios Kilisesi. Duvarında freskler ve 12 havari resimlerini görebilirsiniz. Bakımsızlığı yürek burksa da içini dolaşın. Terasının manzarası özellikle gün batımında çok güzel. İkincisi St. John Baptist Kilisesi. Merdivenlerin ortasından takı, cafe ve dondurmacı arasından geçerek ulaştığınız kilise diğerine göre biraz daha bakımlı. Ara ara sergilerin yer aldığı kilise oldukça sıkışık bir yerde kalmış. Önündeki dilek çeşmesine para atıp dilekte bulunabilirsiniz. Her iki kilisenin de bakıma ve ilgiye ihtiyacı var. Mevcut durumları üzücü de olsa Şirince’ye gitmişken ziyaret edin.
Şirince oldukça küçük bir köy. Dolaşırken beğendiğiniz kafe, restoranda dinlenebilirsiniz. Her mevsim rahatlıkla gidebileceğiniz köyü, eski cazibesini koruyamamış olsa da, Selçuk’a gitmişken 1-2 saat ayırarak ziyaret edebilirsiniz. Şirince için şunu söyleyebilirim: özel zaman ayırarak konaklamayı planlayacağım köylerden olmasa da bir fırsatta gidip gezebileceğim köylerden.